ONUN ADI KÜÇÜK ŞEYTAN
BÖLÜM 1- KANADI KIRIK MELEK
Günlerden akilsiz başın cezasını Ayşelerin
çektiği bir gündü. Yıl 2011 başı olsa gerek. Dil tarih ve coğrafya cehennemi
yine tüm sıcaklığıyla içimi sıkıyordu. Derslerden çeviri dersi. Bir cehennemde
olduklarını anlamayan öğrenciler tüm şımarıklıklarıyla hocamıza iğrenç
esprileriyle yalakalık ve şımarıklık yaparlarken sanki vücudumdaki kanın
tamamen çekildiği ve sınıftaki bütün oksijenin yok olduğu hissine kapıldığım
bir an .. Tek istediğim saatin akrep ve yelkovanının azıcıkta olsa hareket
etmesiydi ama etmiyordu… Sınıfta yalnızdım yapayalnız. Birden bütün seslerin
yok olduğu bir anda sayın hocamızın ders arası verdiğini fark ettim. Sabahın körüydü
. Sakinleşmek için başımi sıraya koydum ve tanımadığım cehennemi henüz
keşfedememiş adayların konuşmalarına kulak misafiri oldum. Konu tam olarak Gsm
idi. GSM yurtiçi ve yurtdışı gönüllü çalışma kamplarına gönderen bir kuruluştu
ve benim bu kamplarda bulunmuş olmam ve onların konuşmalarına katılmam tamamen
cehennemin ortasında savunmasız kalmış kanadı kırık meleği kurtarmamı sağladı.
O mu beni kurtardı ben mi onu tam olarak emin olamadım. Onun bilmediği şey dil
tarih cehenneminin en büyük şeytanıyla karşı karsıya olduğuydu. Onun tek isteği o kamplarda bulunmaktı. Hayati “ya şey şey
ya şey “ laflarıyla tamamen değişmişti. Bu sesler yarım yamalak kulağıma
gelirken sırtımda sanki bir karınca yürüyormuş hissi belirdi. Sonradan o
karıncanın kanadı kırık meleğin eli ve o sesin bana ulaşmak isteyen titreşimler
olduğunu anladım. Kanadı kırık melek bana o kamplara gitmek istediğini söyledi.
O kadar küçüktü ki onu görmek için görmeyen gözlerimi zorlamam gerekiyordu. O
an aklıma parlak bir fikir gelmişti. Onu yolda bana eslik etmesi için
kullanacaktım. Hemen harekete geçtim ve eğer isterse onu Gsm ofisine
götürebileceğimi söyledim. İyimser kanadı kırık küçük melek bu teklifimi kibar
bir teklif sandı ve kabul etti ne de olsa benim en yüce şeytan olduğumu
bilmiyordu. O gün sıcak ve kuru Ankara havası eşliğinde Gsm ofisine yürüdük.
Gsm ofisi demek benim eve yürüyüş yolumun yüzde 70 inin bitmesi demekti. Evet,
o gün amacıma ulaşmıştım ama kanadı kırık küçük melek kalbimin bir kösesine
yerleşmişti. Bir an neden seçilmiş o olmasın ki diye düşündüm. Seçilmiş olmak
demek senin neslini devam ettirecek kişi olmak demekti. Tabi bu fikrimi ana
şeytana danışmam gerekiyordu. Ana şeytan beni evde bekliyordu. Sabırsız bir
şekilde eve yürüdüm. Ana şeytanin ve bir şeytan olmayan ama evin reisi makamına
ulaşmış kraliçemizin huzuruna cıktım. Onlara olanları anlattım. Ana şeytan
benim hem danışmanım hem de eğitmenim sayılırdı. Benim büyük şeytan olmamı
saylayan kişiydi, ona borçluydum. Evin reisi içimizde en mantıklı olandı. Beni
seviyorlardı ve içinde bulunduğum durumdan üzüntü duyuyorlardı. O kadar
yalnızdım ki bütün arkadaşlarım beni terk etmişlerdi. Adeta hayatlarını dil
tarih cehenneminden kurtarmaya adamışlardı. Kurtulma yoluna benden bir adim
yakınlardı. Ben onlara geriden bakarken hayatta kalma çabamı manyaklar sürüsü
içerisinde sürdürüyordum. Benim bu yalnızlığımdan dolayı ana şeytan ve reis
kraliçe hayaller gördüğümü düşündüler. Bana kanadı küçük meleğin aslında benim
hayal gücüm olduğunu ve bunun üstesinden gelmem gerektiğini soyluyorlardı ama
ben emindim çok küçük olmasına rağmen onu görmüştüm.
Artik kendimi oyalayacak bir sebebim vardı:
o küçük kanadı kırık meleği arkadaşlarından ayıracaktım, ana şeytan ve reis
kraliçenin karşısına çıkaracak ve onu seçilmiş olarak kabul etmeleri için ne
gerekiyorsa yapacaktım. Kanadı kırık meleğin arkadaşı olarak önümde öncelikle
iki engel vardı fakat benim için çocuk oyuncağı olacaklarını biliyordum. Kanadı
kırık küçük melek gözlerimdeki alev topunu görmüş ve etkilenmişti. İçimde ki
hırs onu çekim gücüne almıştı. Benden ürküyordu ama bir melek olmasına rağmen
onu çekiyordum. ilk hedefim onun arkadaşı Soyut Ressam daha sonrada
benimle ayni ismi paylasan fakat kişilik olarak tamamen zıt olduğum Mr.Light(o iyi bir insandi).
Hemen ana şeytana bu durumu anlattım daha sonrada kanadı kırık meleği asil adi hades çukuru olan club 17
adındaki evimize çağırdım. Heyecanlıydı. Ayni heyecanı bende paylaşıyordum
çünkü o bilmese de o gün seçilmiş günüydü. Onun varlığını ana şeytan ve reis
kraliçeye kanıtlamıştım. Ana şeytanın yardımlarıyla onu arkadaşlarından
soğuttuk. Evet, herkes tarafından onaylanmıştı. O artik bir seçilmişti ve
hayati asla eskisi gibi olmayacaktı…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilAyşim süpersinnn devamını heyecanla bekliyorumm :))
YanıtlaSilClub 17'de bulundum! Her şeyi biliyorum.
YanıtlaSilHAHA gozde y. seninde siran gelecek !!! daha higher 5 zamanlarina vakit var :))
YanıtlaSil