Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Şubat 2013 Cuma

ONUN ADI KÜÇÜK ŞEYTAN BÖLÜM 1- KANADI KIRIK MELEK


ONUN ADI KÜÇÜK ŞEYTAN
BÖLÜM 1- KANADI KIRIK MELEK
Günlerden akilsiz başın cezasını Ayşelerin çektiği bir gündü. Yıl 2011 başı olsa gerek. Dil tarih ve coğrafya cehennemi yine tüm sıcaklığıyla içimi sıkıyordu. Derslerden çeviri dersi. Bir cehennemde olduklarını anlamayan öğrenciler tüm şımarıklıklarıyla hocamıza iğrenç esprileriyle yalakalık ve şımarıklık yaparlarken sanki vücudumdaki kanın tamamen çekildiği ve sınıftaki bütün oksijenin yok olduğu hissine kapıldığım bir an .. Tek istediğim saatin akrep ve yelkovanının azıcıkta olsa hareket etmesiydi ama etmiyordu… Sınıfta yalnızdım yapayalnız. Birden bütün seslerin yok olduğu bir anda sayın hocamızın ders arası verdiğini fark ettim. Sabahın körüydü . Sakinleşmek için başımi sıraya koydum ve tanımadığım cehennemi henüz keşfedememiş adayların konuşmalarına kulak misafiri oldum. Konu tam olarak Gsm idi. GSM yurtiçi ve yurtdışı gönüllü çalışma kamplarına gönderen bir kuruluştu ve benim bu kamplarda bulunmuş olmam ve onların konuşmalarına katılmam tamamen cehennemin ortasında savunmasız kalmış kanadı kırık meleği kurtarmamı sağladı. O mu beni kurtardı ben mi onu tam olarak emin olamadım. Onun bilmediği şey dil tarih cehenneminin en büyük şeytanıyla karşı karsıya olduğuydu. Onun tek  isteği o kamplarda bulunmaktı. Hayati “ya şey şey ya şey “ laflarıyla tamamen değişmişti. Bu sesler yarım yamalak kulağıma gelirken sırtımda sanki bir karınca yürüyormuş hissi belirdi. Sonradan o karıncanın kanadı kırık meleğin eli ve o sesin bana ulaşmak isteyen titreşimler olduğunu anladım. Kanadı kırık melek bana o kamplara gitmek istediğini söyledi. O kadar küçüktü ki onu görmek için görmeyen gözlerimi zorlamam gerekiyordu. O an aklıma parlak bir fikir gelmişti. Onu yolda bana eslik etmesi için kullanacaktım. Hemen harekete geçtim ve eğer isterse onu Gsm ofisine götürebileceğimi söyledim. İyimser kanadı kırık küçük melek bu teklifimi kibar bir teklif sandı ve kabul etti ne de olsa benim en yüce şeytan olduğumu bilmiyordu. O gün sıcak ve kuru Ankara havası eşliğinde Gsm ofisine yürüdük. Gsm ofisi demek benim eve yürüyüş yolumun yüzde 70 inin bitmesi demekti. Evet, o gün amacıma ulaşmıştım ama kanadı kırık küçük melek kalbimin bir kösesine yerleşmişti. Bir an neden seçilmiş o olmasın ki diye düşündüm. Seçilmiş olmak demek senin neslini devam ettirecek kişi olmak demekti. Tabi bu fikrimi ana şeytana danışmam gerekiyordu. Ana şeytan beni evde bekliyordu. Sabırsız bir şekilde eve yürüdüm. Ana şeytanin ve bir şeytan olmayan ama evin reisi makamına ulaşmış kraliçemizin huzuruna cıktım. Onlara olanları anlattım. Ana şeytan benim hem danışmanım hem de eğitmenim sayılırdı. Benim büyük şeytan olmamı saylayan kişiydi, ona borçluydum. Evin reisi içimizde en mantıklı olandı. Beni seviyorlardı ve içinde bulunduğum durumdan üzüntü duyuyorlardı. O kadar yalnızdım ki bütün arkadaşlarım beni terk etmişlerdi. Adeta hayatlarını dil tarih cehenneminden kurtarmaya adamışlardı. Kurtulma yoluna benden bir adim yakınlardı. Ben onlara geriden bakarken hayatta kalma çabamı manyaklar sürüsü içerisinde sürdürüyordum. Benim bu yalnızlığımdan dolayı ana şeytan ve reis kraliçe hayaller gördüğümü düşündüler. Bana kanadı küçük meleğin aslında benim hayal gücüm olduğunu ve bunun üstesinden gelmem gerektiğini soyluyorlardı ama ben emindim çok küçük olmasına rağmen onu görmüştüm.
Artik kendimi oyalayacak bir sebebim vardı: o küçük kanadı kırık meleği arkadaşlarından ayıracaktım, ana şeytan ve reis kraliçenin karşısına çıkaracak ve onu seçilmiş olarak kabul etmeleri için ne gerekiyorsa yapacaktım. Kanadı kırık meleğin arkadaşı olarak önümde öncelikle iki engel vardı fakat benim için çocuk oyuncağı olacaklarını biliyordum. Kanadı kırık küçük melek gözlerimdeki alev topunu görmüş ve etkilenmişti. İçimde ki hırs onu çekim gücüne almıştı. Benden ürküyordu ama bir melek olmasına rağmen onu çekiyordum. ilk hedefim onun arkadaşı Soyut Ressam daha sonrada benimle ayni ismi paylasan fakat kişilik olarak tamamen zıt olduğum Mr.Light(o iyi bir insandi). Hemen ana şeytana bu durumu anlattım daha sonrada kanadı kırık meleği asil adi hades çukuru olan club 17 adındaki evimize çağırdım. Heyecanlıydı. Ayni heyecanı bende paylaşıyordum çünkü o bilmese de o gün seçilmiş günüydü. Onun varlığını ana şeytan ve reis kraliçeye kanıtlamıştım. Ana şeytanın yardımlarıyla onu arkadaşlarından soğuttuk. Evet, herkes tarafından onaylanmıştı. O artik bir seçilmişti ve hayati asla eskisi gibi olmayacaktı…

4 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Ayşim süpersinnn devamını heyecanla bekliyorumm :))

    YanıtlaSil
  3. Club 17'de bulundum! Her şeyi biliyorum.

    YanıtlaSil
  4. HAHA gozde y. seninde siran gelecek !!! daha higher 5 zamanlarina vakit var :))

    YanıtlaSil