BÖLÜM 3- İLERLEME
Hayat ayni monotonluğuyla devam ediyordu.
İlerlemenin birinci aşamasını görmek beni rahatlatmıştı ama pes etmemem
gerekiyordu. Bizde kaldığı günün üstünden neredeyse bir ay geçmişti. Ana
şeytanla birlikte onu okul arkadaşlarından ayırmıştık ama geçmişten gelen
arkadaşları cıbıldak, afyon ve sarı tutkunun varlığını daha sonraları fark
etmiştik. Ana şeytanla birlikte bu konu üzerine yoğunlaşmaya başladık. Onlar
tam olarak engel miydiler yoksa varlıkları aslında zararsız mıydı bilemiyorduk.
Günler geçtikçe dil tarih ve coğrafya cehenneminin baskısı kanadı kırık küçük
melek ve benim üzerimde artmıştı. Reis kraliçenin varlığı benim en büyük
desteğimdi. Bu cehennemden kurtulmam için beni kontrolü altına almıştı. Her gün
herkesçe club 17 diye bilinen mekanın salon bölümünde buluşuyorduk ve
çalışıyorduk. Bu çalışma saatlerimize kanadı kırık küçük meleği de dâhil
etmiştik. Kötülükle yakından uzaktan hiçbir bağlantısı olmayan bu meleği bu
saatlerde nargile adi verilen zehirle zehirliyorduk. Bana karşı içini döktüğü bir
zaman diliminde bana sınavda elinde kopya bulundurmasına rağmen hiç bir bilgi
hırsızlığı içinde bulunmadığını ve sırf bu nedenle sınıfı terk ettiğini
anlattı. Bu ele almam gereken bir sorundu. Eğer o bir seçilmiş olacaksa bu
tutumundan vazgeçmesi gerekiyordu. Eğitimimin ikinci aşamasını bu konu
üzerinden yürüttüm. Sınavlara çalışmanın yanında gerekilen durumlarda bazi
gerekli seylerin yapilmasinin makul olduğunu ona açıkladım. Aklına girmiş
gibiydim ama bunu ancak deneyerek öğrenebilirdim. Küçük suc malzemeleriyle
birlikte bütün hazırlıklar tamamdı. Tek yapması gereken sınavda bir kere bile
olsa eskiden yaptigi hareketi telafi edebilecegi bir noktaya bakmaktı. Evet,
sınav başlamıştı. Ben bir yandan cehennemden kurtulma gerekçesiyle sınavda
elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırken bir yandan da kanadı kırık küçük
meleğin performansını izliyordum. Bir damla ter bile dökmeden büyük bir
soğukkanlılıkla yapmasi gerekeni yapti hızlı bir şekilde kâğıdını doldurmasını
izlemek benim için paha biçilmez bir mutluluktu. (azicik sansur var…)
O gün onu club 17 ye çağırdım ve bu
teklifimi reddetmesi riskine karsı ona en özel anne tarafından mersinden bir
yemek hazinesi geldiğini söyledim. Bin bir turlu ısrarla babasını ikna etti ve
böylece ilerlemenin bir sonraki aşaması fırsatına kavuşmuş oldum. Her zaman ki
gibi cehennemden kurtulma yolunda çalışmalarımızı sürdürüyorduk. Çalışma
esnasında kulağıma gelen tiz bir ses cırcır böceğinin çıkardığı melodilere
benziyordu. İlk basta odama gerçekten bir böcek girmiş olabileceğini düşünerek
odayı süzdüm. Böcek yoktu sadece ses vardı. Asil soru Ses nereden geliyordu???
Biraz zaman geçtikten sonra sesin kanadı kırık küçük meleğin midesinden
geldiğini fark ettim. Acıktığını bana neden söylemiyordu? Bu ilerleme için
ciddi bir sorundu. Seçilmiş olabilmesi için her şeyi açık bir şekilde dile
getirmesi gerekiyordu. Çözüm tekti, acımasızdı ama kesindi. Ya açlıktan
ölecekti ya da acıktığını söyleyecekti. Kararlıydım belirgin cırcır böceği
seslerine rağmen ona yemek teklifinde bulunmayacaktım. Sonunda izlediğim yolun
doğru bir yol olduğunu anlamıştım. Kanadı kırık küçük melek birden ayağa kalktı
ve çekici hazineye doğru ilerledi. O gün bir kez daha seçilmişi seçme
kararımızda yanılmadığımızı anlamıştım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder