Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Şubat 2013 Perşembe

ONUN ADI KUCUK SEYTAN BOLUM 11- IYI KI VARSIN SPARTA SENI SEVIYORUZ !!!!



BÖLÜM 11 –İYİ Kİ VARSIN SPARTA SENİ SEVİYORUZ !!!!
Yıl 2012, günlerden 12 Şubat. Bugünün önemi gecen zamanla birlikte yeni reisimiz olan sevgili Sparta’nin doğum günü olmasıydı. O dönemlerde hafızam hala yerine gelemediği için hatırladığım nadir olaylardan birisiydi. Sparta aksama doğru club 17 ye gelecekti. O gelmeden önce club 17 miz neredeyse tamamen dolmuştu. Jennifer ve küçük şeytan Hades çukuruna ilk ayak basanlar olmuştu. Jennifer ne küçük şeytanla ne de ana şeytanla çok iyi geçinebiliyordu. O küçük şeytanın tek rakibiydi. Küçük şeytan beni onunla paylaşmak zorundaydı ve bu onun kâbusuydu. Jenniferinda en büyük zevki küçük şeytanı sinirlendirmekti. Bir araya geldikleri zaman birbirleriyle uğraşmaktan konuşabilecek kadar bile nefesleri kalmıyordu. Bunun dışında Jennifer ayni durumu ana şeytanla da yasıyordu. Jennifer ve Ana Şeytanın birbirlerini yok etme çabaları büyük bir ihtimalle benim geceyi Four-Up ta geçirdiğim bir güne denk geliyordu. Ana şeytanın bana anlattıklarına göre Jennifer o gün Club 17 nin kapılarını saat sabaha karşı 5 sularında çalmıştı. Herkesin uyuyor olduğunu iddia eden Ana Şeytan’a o konuda inanamamıştım çünkü o asla uyumazdı. Merakını atlatır atlatmaz kapıya gitmiş ve kapıyı çalanın kim olduğunu sormuş. Uzun bir “beniiim” cevabını aldıktan sonra bütün hazırlıklarını yapıp büyük bir hevesle saldırıya geçmek için apartmanı tırmanan Jennifer’ın ayak seslerinin yaklaşmasını beklemiş. Bu fırsat onun için kaçmaması gereken bir fırsatmış. Jennifer içeriye büyük bir sakinlikle girmiş. Bu sırada da ana şeytan saldırıya başlamış. Bu saldırıya karşılık Jennifer’ın tek sözü “ Ay! deli” olmuş ve içeriye geçmiş. Sanırım Ana Şeytan o geceyi şoka girmiş ve kas katı kesilmiş bir şekilde Jennifer’ı karşıladığı yerde geçirmiş. O gün bu gündür aralarındaki soğuk savaş bitmemiştir. 
………………………………………………………………………………………………………………………………………..
Ana Şeytan’ın en büyük gücü nefesinin hiç bir zaman tükenmemesiydi. Onun bu özelliğini yok edebilen tek insan bendim. Bazı zamanlar benim yanımdayken nefes darlığı çekiyor ve fenalaşıyordu. Bu duruma istemeden de olsa seviniyordum. Özellikle Jennifer ile bir arada olduğum zamanlar iki kati katlanılmaz oluyorduk Ana Şeytan’a karşı. Bu gibi durumlarda yanına Küçük Şeytanımızı alıyordu Ana Şeytan. Amacı hem onu biraz daha eğitmekti hem de gücüne güç katmaktı. O gün yeni ama geçici reis spartayi beklerken büyük savaşımızı Küçük Ge eve gelene kadar devam ettirdik. O gün yine birçok ilkin yaşandığı bir gündü. Daha sonra ismini keçi sakal olarak değiştirecek olan ve Küçük Şeytan’ın kanını paylasan Apaçi bizim club 17 mize ilk defa adim atacaktı ve ilk defa onlarla yine ayni kani paylasan Tarkan ile tanışacaktım. Gece sonunda resimlere bakarken Tarkan’ın Ana Şeytan’ın bu dünyadaki ikizi olduğuna karar verecektik. O gün club 17 mizde ayni zamanda Nicole ve SSS de vardı. Bu iki insan ortak bir öneme sahipti. Nicole benim geçmişten gelen dostum, SSS ise küçük şeytanın geçmişten gelen dostuydu. Hep birlikte Sparta’nın gelişini bekliyorduk. Bütün hazırlıklarımız bittikten sonra Spartamız yanımıza gelmişti. Sparta durumdan habersiz bir şekilde kalabalığa ayak uydurmaya çalışıyordu. En sonunda bu özel insanin lezzetli pastası önümüzde yerini aldı. Sparta şaşırmış gibi davranıyordu ama onun bu şaşkın ifadesine ben inanmamıştım. Onu tanıdıkça onunda ayni bizim gibi sinsi ama gizli bir şeytan olduğunu anlamıştım. İşte onu bu nedenle seviyorduk. Pastayı yedikten sonra dehada neşelenmiştik. Spartanin beklediği büyük an hediye dağıtımı saatiydi. Hediye lafı geçtiğinde bile ana şeytan ve ben strese giriyorduk çünkü Küçük Şeytan’ın bize attığı kazık bizi derinden yaralamıştı. Küçük Şeytan Sparta’nın çok arzuladığı bir şeyi elinde tutuyordu ama bizimki o arzulanan hediyenin yanında karınca gibi kalıyordu. Zaten Sparta’nın beklediği an o Küçük Şeytan’ın elinde tuttuğu hediyeyi kollarında hissetmekti. küçük şeytan şeytanı gülüşünü takınarak bize bakıyor ve elindeki paketi Spartaya doğru uzatıyordu. O saniyeden sonra Sparta için hayat durmuştu. Bizde elimizdeki güzel paketi ona uzattık ama artik çok geçti. Sparta Küçük Şeytan’ın hediyesiyle büyülenmişti. Daha sonraları bizim özenle saatlerce deneyerek beğendiğimiz hediyemiz sadece çamaşır makinesinde çekmiş bir bebek kazağı olacaktı. 
Gecenin sonuna doğru Ankara’da Abazan Cenneti diye bilinen bir gece klubune gidecektik. Ana şeytanla ilk dışarı çıkışımız gerçekleşmişti ama daha önce böyle bir yere birlikte gitmemiştik. Bu yine bir ilk olacaktı. Bu olaydan sonra cesaretimi toplamıştım ve bizden çok uzaklarda olan reis kraliçe döndüğünde onunla da böyle bir animiz olmasını isteyecektim. O gece Abazan Cennetinde Çekiç ve Emalettin ablayla buluştuk. Sabahın ilk ışıklarına kadar hep birlikte eğlendik. Yorulmuştuk ama sevgili dostumuz Sparta için buna değerdi. En çok yorulan kişi ben olmuştum çünkü Reis Kraliçe için ana şeytanı korumak zorundaydım. Abazan Cenneti öyle bir yerdi ki buradaki bayanlar saldırgandı. Bütün gün Ana Şeytan’ın koruması olmuştum. Bütün saldırgan bayanlara rağmen güzel bir gündü. Bu anımızı hep birlikte Spartaya borçluyuz. Nice mutlu yıllara, hep birlikte sevgili Sparta ….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder